| Inglés | Turco | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Phrasals | welcome to (something or some place) v. | (bir şeye/bir yere) hoş geldin demek | ||
|
The Senator is most welcome to the House. Senatör'e Meclis'te hoş geldiniz diyoruz. More Sentences |
||||
| Colloquial | ||||
| Colloquial | welcome to (something or some place) expr. | (bir şeye/bir yere) hoş geldin/geldiniz | ||
|
Welcome to a disciplinary Europe. Disiplinli bir Avrupa'ya hoş geldiniz. More Sentences |
||||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | welcome to (something or some place) v. | (bir şeye/bir yere) geldiğinde/girişinde karşılamak | ||
| Phrasals | welcome to (something or some place) v. | (bir şeye/bir yere) buyur etmek | ||
